Kişinin kendi iç dünyasında yaşadığı korku ve endişenin, kişiye zarar verecek boyuta gelmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Normalde her insan zaman zaman korku ve panik durumu yaşayabilmektedir ama bu durumun sürekli bir hale gelmesi hastalığın başladığını düşündürebilmektedir.
Hastalık genellikle geçirilen nöbetlerle kendini göstermektedir. Hastada şiddetli bir panik görülür. Nöbet anında hasta sık soluk alır, öleceğini ya da delireceğini düşünür. Bu durum hastalığın seyrine göre kısa ve ya uzun süreli olabilir. Normalde korkunca oluşan kalp çarpıntısı gibi bir durum buna eşlik eder. Bütün vücudunun sanki felç olmuş hissi vermesi nedeniyle, hastalar bu deneyimi bir daha yaşamak istemezler.
Bu durumdaki bir hasta bazen sorunun fiziksel bir hastalıktan kaynaklandığı hissine kapılabilir. Bu şekilde doktorlara başvuran pek çok hasta hastanelerde hastalığıyla ilgili olmayan pek çok test ve tahlil yaptırmakta, sorunun belirlenmesini geciktirmektedir. Panik atakta sorun tamamen psikolojiktir. Panik atak genellikle bir tehlikeye cevap şeklinde ortaya çıkar. Tedavi edilmezse kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiler.
Günümüzde yaşamın giderek zorlaşması, insanların beton yığınları arasında sürdürmeye çalıştığı yaşamı gibi etkenler bu hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır. Kadınlarda daha çok görülen bir hastalıktır. Çocuklarda görülmez. Genellikle yirmili yaşlardan sonra görülürse de otuzlu yaşlarda daha sık görülme ihtimali vardır.
Bu hastalık tedavisi olan bir hastalıktır. Doktorun önerileri ve vereceği ilaçlarla hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür. Günlük yaşamın stresinden uzaklaşılabilecek geziler, sakin bir yaşam hastalığın tedavisinde çok önemli bir yer almaktadır. Ayrıca hasta yakınlarının hastaya karşı anlayışlı davranması, hastalığı hakkında bilgi sahibi olması, hastaya güven vermesi de çok önemlidir. Bu durumdaki hasta çevresinin desteğiyle daha hızlı iyileşme belirtisi gösterebilir.
