Birçok yerden edindiğimiz bilgiler dışında doktorlarımızdan da sıklıkla anne sütünün ne denli yararlı olduğunu duymaktayız. Anne sütünün hem bebeğe hem de anneye olan faydalarını sürekli vurgularlar. Bu vurgulamaların üstüne anne ve bebeğin geçmiş olduğu zorlu süreç de düşünülürse anne sütünü beslenmede en üst sıraya koymak oldukça yerinde bir karar olacaktır. Biraz önce de belirttiğim gibi anne sütü sandığımızın aksine yalnızca bebeklere değil annelere de oldukça yararlıdır. Bu nedenle ben hem anneye olan yararlarını hem de bebeğe olan yararlarını açıklamak istiyorum.
Öncelikle annelerimize olan yararlarından bahsedelim. Vücutta rahim kaslarının kasılmasını sağlayan oksitosin adını verdiğimiz bir hormon bulunur ve bebek annesinden süt emdiği esnada bu hormon salgılanır. Bu sayede annenin rahmi daha kolay toparlanır. Kesin bir yöntem olmamakla birlikte emzirmek doğal bir doğum kontrol yöntemidir. Yani emzirme sürecinde yumurtlama başlaması gecikir ve bunun sonucunda da adet kanamaları gecikir. Böylelikle doğum sonrasında meydana gelebilecek beklenmeyen bir gebelik de engellenmiş olur. Başta da belirttiğim gibi elbette ki bu kesin bir yöntem değildir. Bir diğer önemli faydasını ise yapılan araştırmalar sonucunda öğrenmekteyiz. Araştırmalar göre emziren bir annenin yumurtalık ve rahim kanserine yakalanma olasılıkları daha düşüktür. Ayrıca menopoz öncesinde oluşabilecek göğüs kanserine karşı da daha dirençli olurlar.
Şimdi ise anne sütünün bebeğe olan faydalarından bahsetmek istiyorum. Bebeklerin beslenmesi için gerekli birtakım besinler ve bunların miktarları vardır. Bebeğin gelişimi, sinir sistemi ve beyin gelişimi için karbonhidrat, yağ, vitamin ve çeşitli minerallere ihtiyaç vardır. İşin ilginç yanı ise bu besinlerin ve miktarlarının tam da olması gerektiği gibi anne sütünde bulunduğudur. Ayrıca bebek büyüdükçe bebeğin değişen ihtiyaçlarına ayak uydurarak anne sütü de kendisini yeniler. Mucize olarak tanımladığım anne sütü bu bilgilerle bu mucizeliğini bir kez daha kanıtlamış oluyor.
Anne sütünün en önemli faydası ise hastalıklarla savaşan bir bebeğin en önemli kalkanı olmasıdır. Anne sütünün sıklıkla karşılaştığımız birtakım çocuk hastalıklarına karşı bağışıklık sisteminde gerekli antikorları üretebilen bir yapısı vardır. Bu sayede anne sütüyle beslenen bebeklerde soğuk algınlığı, kulak ve idrar yolu iltihabı, besin alerjisi, astım benzeri hastalıkların görülme oranın azaldığı gözlemlenmiştir. Bu kısa sürede gördüğümüz yararları dışında uzun süreli yararlarını da vurgulamadan geçemeyeceğim. Bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu söylemiştim fakat bunun etkilerini ilerleyen yaşlarda da görmek mümkün. Ayrıca kalp krizi riskinin de büyük bir oran azaldığı gözlemlenmiştir. Son günlerde sıklıkla duyduğumuz obezite sorununda anne sütüyle beslenen çocuklarda görülme oranın daha az olduğu uzmanlarca söylenmektedir. Son olarak söylemek istediğim şey ise anne sütünün hazmı kolaylaştırdığıdır. Anne ve babaların korkulu rüyası gaz sancılarını azaltmanın an güzel yolu anne sütüdür. Bu bilgiler ışığında bir kez daha en iyi beslenme yolunun anne sütü olduğunu açık bir şekilde görüyoruz.
