Özellikle doğumundan itibaren evde evcil hayvanla birlikte büyüyen bebeklerin, bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu araştırmalarla desteklenmektedir. Yani onları sokağa atmak yersiz. Sadece biraz dikkat ve ön hazırlık gerekiyor.
Kedilerden bulaşabilecek en önemli hastalık olarak toksoplazma enfeksiyonunu söyleyebiliriz. Bu enfeksiyon kedi dışkısından bulaşabildiği gibi iyi yıkanmamış sebze meyve ve iyi pişmemiş etten de geçebiliyor. Anne adayı kumu bizzat kendisi temizlemez ise (mecbur kalırsa mutlaka eldiven kullanmalı), hayvanın aşıları düzenli olarak yapılırsa herhangi bir sorun olmayacaktır. Köpekler için de parazit ve kuduz aşılarını yaptırmak yeterli olacaktır.
Zararı değil yararı var!
Özellikle doğumundan itibaren evde evcil hayvanla birlikte büyüyen bebeklerin, bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu araştırmalarla desteklenmektedir. Eğer genetik bir alerjik problem bulunmuyorsa yine kedi ya da köpekle büyüyen çocuklar alerjik hastalıklara karşı daha az risk taşıyor. Bir de psikolojik boyutu var. Hayvanla büyüyen çocuk kendine daha güvenli, diğer canlılara ve çevresine karşı daha duyarlı bir birey olarak yetişiyor. Çocuk, paylaşmayı ve sorumluluk almayı öğreniyor. Yapılan araştırmalar sonucu hayvanla büyüyen çocukların suça meyletme ihtimalinin de çok düşük olduğunu görülmektedir.
Kedi terbiye edilemeyen bir hayvan olduğundan, ona gereken ilgiyi ve hala çok sevildiğini gösterdiğiniz takdirde kıskanmasını engelleyerek bebeği sevgiyle sahiplenmesini sağlayabilirsiniz.
Köpek sahibine daha bağımlıdır. Bu yüzden hayvanın yeni duruma adapte olması için doğumdan önce çalışmalara başlamak gerekmektedir. Köpekler sürü halinde yaşayan hayvanlar olduğundan gelen bebeği de sürünün bir üyesi olarak görüyor. İyi bir sürü lideri olarak da bebeğin hiyerarşik düzendeki yerini hazırlamak size düşüyor.
